Herhangi bir olay, durum veya tasarının sahnede canlandırılması amacı ile yazılmış eserlere "dramatik metinler" denir. Bu metinlerin sahnede canlandırılması ile ortaya çıkan sanat da tiyatro olarak adlandırılır. Tiyatro kelimesi Eski Yunan'da "bir oyunun oynandığı yer"i karşılamaktaydı. Tiyatro belirli bir metne dayalı olarak sahnelendiği için hem edebî bir tür hem de güzel sanatların bir dalı olarak değerlendirilir. Tiyatro metinleri genellikle sahnede canlandırılmak üzere yazılır ancak çok nadir de olsa sadece okunmak üzere kaleme alınmış tiyatro eserleri de bulunmaktadır.
Tiyatro pek çok diğer sanat dalı gibi dinî törenlerden doğmuş, zamanla bu niteliğinden sıyrılarak bir sanat hâline gelmiştir. Tiyatronun kökeninin, insanın doğa olaylarını kendi beden hareketleriyle temsil etme çabalarına dayandığı söylenebilir. Tarihi Sümer ve Mısır gibi eski uygarlıklara kadar uzanan tiyatro, özellikle Eski Yunan'da gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Eski Şamanist inanç ve törenleri de tiyatronun doğuşunda rol oynamıştır.
Batılı anlamda tiyatro türü Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi'nde girmiştir. Tanzimat'a kadar Türk edebiyatında Karagöz, kukla, orta oyunu ve meddah hikâyeleri, köy seyirlik oyunları gibi türler tiyatro türünün yerini tutmuştur. Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" adlı eseri, Batılı anlamda tiyatronun edebiyatımızdaki ilk örneği kabul edilir. fiinasi'den sonra Nâmık Kemâl, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamid gibi yazarlar tiyatro türünde eserler kaleme almıştır. Ahmet Vefik Paşa'nın Batı tiyatrosundan yaptığı uyarlamalar da bu türün ülkemizde yerleşmesinde etkili olmuştur.
Dramatik metinler; olay, mekân, zaman ve kişiler gibi temel yapı unsurlarından oluşur. Tiyatroda olayların ortaya çıkıp gelişmesi ve sonuçlanması için genellikle bir çatışmaya ihtiyaç duyulur. Farklı değerler ile kişiliklerin karşı karşıya gelmesi ile oluşan çatışmalar, merak duygusunu da canlı tutar. Tiyatro, canlandırma esasına bağlı bir tür olduğu için mekâna ait unsurlar belli bir dekor çerçevesinde sahneye kurulur. Bu dekorun değişmesi ile çeşitli sahneler oluşur.
Tiyatro metinleri ele aldıkları konu ve konuyu işleyiş biçimlerine göre trajedi, komedi ve dram olmak üzere başlıca üç türe ayrılır. Trajedide kişi ve konular tarihten seçilirken izleyiciye bir dersin verilmesi amaçlanır. Trajedi kendine özgü kurallara bağlı bir türdür. Komedide insan ve hayatın gülünç yönleri ele alınır. Dram ise her iki türün özelliklerini kendisinde toplar ve hayatın bütün yönlerini sahneye taşır.
Tiyatro metinleri sahnede canlandırılmak amacıyla kaleme alındığı için diğer edebî türlerden farklı özellikler taşır. Bu özellikleri kavrayabilmek için öncelikle tiyatro ve onun öğeleriyle ilgili bazı kavramların açıklanması gereklidir.
Tiyatro ile ilgili temel kavram ve bilgiler şöyle sıralanabilir:
Tiyatro: Eski Yunan'da "seyircilerin oturduğu yer" anlamına gelen tiyatro, "Bir hikâyeyi, sahne olarak ayrılmış bir yerde, oyuncuların söz ve hareketleriyle canlandırma sanatı." olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde sahnede oynanmak üzere yazılan eserler de "tiyatro", "oyun" veya "piyes" olarak adlandırılmaktadır. Sahnede oynanmak üzere yazılan eserlere genel olarak "dramatik metinler" de denir. Dramatik metinlerin merkezinde bir olay ve bu olaya katılan kişiler yer alır.
Bu tür metinler "serim, düğüm, çözüm" bölümleri ile ifade edilen üç evrede gelişir. Serim bölümünde, olaylara katılan kişilerin kimlikleri, olayla ilgileri ve konunun ne olduğu ortaya konulur. Düğüm bölümünde kişiler arasındaki çatışmalar sergilenir ve izleyicide merak duygusu uyandırılır. Çözüm, olaydaki çatışma ve sorunların bir sonuca ulaştırıldığı bölümdür.
Dramatik eserler olayların gelişimine göre "perde" ve "sahne"lere ayrılır. Perde, konunun ana bölümlerinden her birine verilen addır. Sahne ise her perdenin içinde yer alan küçük bölümlerdir. Türk edebiyatında sahne yerine "fıkra" ve "meclis" terimleri de kullanılmıştır.
Dramatik eserler, trajedi ve komedi olmak üzere başlıca iki tür altında incelenir. Diğer bütün türler bu iki ana türün gelişmesi ve değişmesi ile ortaya çıkmıştır.
TİYATRO TÜRLERİ ve BU TÜRLERİN ÖZELLİKLERİ
Trajedi (Tragedya)
Seyircide korku ve acıma hislerini uyandırarak onu kötü duygularından arındırmayı amaçlayan tiyatro türüdür.
Trajedi'nin Başlıca özellikleri:
Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden yani tanrılar arasındaki ilişkilerden seçer.
Kahramanları tanrılar ya da soylu kimselerdir. İnsan müsveddesi sayılan sıradan insanlara yer verilmez.
İşlenmiş, kusursuz bîr üslubu vardır; kaba sayılan sözlere yer verilmez.
Çirkin olaylar (cinayet, kavga vs.) seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez.
Üç birlik kuralına uyar. Bu, yer, zaman ve olay birliğidir. Yani oyun hep aynı yerde aynı dekorla oynanmalı, olay bir günlük zaman dilimi içinde geçecek izlenimi vermeli, (Bu yüzden oyun, olayın sonundan seçilir; önceki olaylar koro tarafından anlatılırdı.) aynı ana olay etrafında geçmelidir.
Dünya edebiyatında çok eski bir tür olan trajedi alanında; Aiskhylos'un (Ayklos) "Zincire Vurulmuş Prometheus", Sophokles'in (Sofokles) "Antigone (Antigon)", Corneille'in (Korneyl) "Attila" ve Racine'in (Rasin) "Andromaque (Andromak)" adlı eserleri bu türün önemli örnekleri arasında yer alır.
Türk edebiyatında ise Ali Haydar, Abdülhak Hamid ile Orhan Asena trajedi türünde eserler vermiştir.
b) Komedi (Komedya)
İnsanları güldürerek eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüdür. Her gülünç şeyin altında ders alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır.
Komedinin Başlıca Özellikleri:
Konusunu günlük hayattan, sosyal olaylardan seçer.
Kahramanları sıradan insanlar, eğitim görmemiş ya da sonradan görme kişilerdir.
Üslupta kusursuzluk aranmaz, kaba sayılan hatta küfürlü sözlere yer verilir.
Çirkin, kaba olaylar seyircinin gözü önünde işlenir.
Üç birlik kuralına uyar.
Komedi türünün ilk temsilcisi, Eski Yunan edebiyatı sanatçısı Aristophanes'tir (Aristofanes). Fransız sanatçı Moliere'in (Molyer) "Cimri" ile "Kibarlık Budalası", Rus yazar Gogol'un "Müfettiş" adlı eseri bu türün en önemli eserleri arasında yer alır.
Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan Şinasi'nin "Şair Evlenmesi", Haldun Taner'in "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım" ile "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı", Turgut Özakman'ın "Ah Şu Gençler" gibi eserleri bu türün bilinen örnekleri arasında yer alır.
Komedi türü 17. yüzyıldan sonra düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır.
Komediler fars, vodvil, komedi santimantal vb. türlere ayrılır
.Komedi; karakter, töre, entrika gibi çeşitlere ayrılır:
Karakter komedisi: İnsan kişiliğinin gülünç yanlarını konu alan komedidir. Moliére'in "Cimri", Shakespeare (Şekspir)'in "Venedik Taciri" adlı eserleri karakter komedisidir.
Töre komedisi: Toplumun gülünç ve aksayan yönlerini gösteren komedidir. Moliére'in "Kibarlık Budalası", Gogol'un "Müfettiş" adlı eserleri töre komedisidir.
Entrika komedisi: Seyirciyi güldürme amacı olmadan yazılan komedi türüdür. Moliére'in "Zoraki Tabip", Shakespeare'in "Yanlışlıklar Komedyası" adlı eserleri entrika komedisidir. Entrika komedisinin bir diğer adı da "Vodvil"dir.
1.Dram
19. yüzyılda trajedinin sıkı kurallarını yıkmak amacıyla meydana getirilen tiyatro türüdür.
Dramın Başlıca Özellikleri:
Konusunu günlük hayattan ya da tarihin herhangi bir devrinden seçebilir.
Hem acıklı hem komik olaylar aynı oyunda iç içe bulunur.
Kahramanlar hem soylulardan hem sıradan insanlar arasından seçilir.
Üç birlik kuralına uymak zorunda değildir.
Her tür olay seyircinin karşısında gerçekleştirilebilir.
Şiir, düzyazı karışık halde bulunur.
Dram türünde Ingiliz yazar Shakespeare (Şekspir) ve Fransız sanatçı Victor Hugo'nun eserleri bu türün önemli örnekleri arasında yer alır.
Nâmık Kemâl'in "Vatan yahut Silistre" adlı eseri ile Abdülhak Hamit Tarhan'ın bazı eserleri bu türün örnekleri arasında yer alır.
Türk edebiyatında Batılı anlamda sahne tiyatrosu Tanzimat'tan sonra görülür. Bundan önce Halk arasında yüzyıllar boyu sürmüş seyirlik oyunlar vardı. Ortaoyunu, meddah, Karagöz ile Hacivat bunların başlıcalarıdır.
Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi'nde giren tiyatro türünde; Şinasi, Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Reşat Nuri Güntekin, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Kutsi Tecer, Haldun Taner, Turan Oflazoğlu, Recep Bilginer ve Orhan Asena gibi isimler, önemli eserler yazmışlardır.
Müzikli Tiyatro
a) Opera: Sözlerinin tümü ya da çoğu "koro, solo, düet" biçiminde şarkılı olarak söylenen müzikli tiyatro eseridir. Oyunculara, orkestra eşlik eder.
b) Operet: Eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar da bulunan müzikli tiyatrodur. Daha çok halk için yazılmış eserlerdir.
c) Opera Komik: Operetin, yüksek sınıf için yazılmış, besteli biçimidir.
ç) Vodvil: Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, içinde şarkılara da yer verilen hafif komedidir. Bu nedenle vodvil, bir "komedi türü" olarak da gösterilir.
d) Bale: Konusu; türlü dans ve davranışlarla anlatılan müzikli, sözsüz tiyatro türüdür.
Tiyatro Metinlerinin Biçimsel Özellikleri
Tiyatro metinlerinin kendine özgü biçim ve yazım özellikleri vardır. Tiyatro metinleri karşılıklı konuşmalar üzerine kurulur. Bu konuşmalar, sahnede canlandırılacağı için cümlelerin kısa ve anlaşılır olmasına özen gösterilir. Tiyatro metinleri yansıtacağı olayları oluş hâlinde sunar. Bu yüzden olaylar yazarın ağzından anlatılmaz, oyundaki kişiler tarafından doğrudan doğruya canlandırılır. Ancak bazı metinlerde "anlatıcı" veya "koro" olaylarla ilgili gelişmeleri izleyiciye özetleyebilir.
Oyunda yer alacak kadro, metnin başında "Kişiler" başlığı altında listelenir. Bazı tiyatro metinlerinde bu kişilerin birbiriyle ilişkileri ve kişilik özellikleri hakkında bilgiler de yer alır. Her perdenin başında o sahnenin nerede geçtiği ve dekorun nasıl düzenleneceği ayrıntılı olarak açıklanır. Kişilerin birbiriyle konuşurken hangi ses tonunu kullanacakları ve nasıl davranacakları metin içinde ve parantezle verilir. Metnin başında, oyunun kaç perde ve sahneden oluştuğu da ayrıca belirtilir.
Temel Tiyatro Terimleri
Bir tiyatronun hem metin olarak hem de bir sanat olarak bazı temel kavram ve terimleri vardır. Bu terimler ve tanımları şöyle sıralanabilir:
Dekor: Tiyatroda sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın toplu adı.
Kostüm: Tiyatroda sanatçıların oyuna ve oyunun konusuna uygun olarak giydikleri kıyafet.
Suflör: Sahnenin arkasında duran ve gerektiğinde oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan görevli.
Replik: Tiyatro oyunlarında konuşanların birbirine söyledikleri sözlerden her birine verilen ad.
Sahne: Tiyatro eserinde bir perdelik bölümün, dekor bakımından değişik olan küçük kısımları.
Perde: Tiyatro eserinde bir perdenin açılmasından kapanmasına kadar geçen bölüm.
Kulis: Oyuncuların hazırlıklarını yaptığı ve sahneye çıkmak için beklediği sahne arkasındaki bölüm.
Mimik: Oyuncuların, duygu ve düşüncelerini yüz hareketleriyle anlatması.
Jest: Oyuncuların duygu ve düşüncelerini el, kol hareketleriyle anlatması.
Tirat: Oyuncuların bir defada yaptığı uzun konuşma.
Prömiyer: Oyunun, seyirci ile buluştuğu ilk gösterimine verilen ad.
Aktör: Erkek oyuncu.
Aktrist: Kadın oyuncu.
Pandomim: Sessiz hareket. Sessiz hareketler, jestler, yüz ifadeleri ve kostümler yoluyla duyguları, düşünceleri, tutkuları anlatmaya yarayan tiyatro çeşidi.
Tiyatronun Yapı Unsurları
Tiyatronun diğer edebî türlerden farkı, sahnede canlandırılmak üzere yazılmasıdır. Bu amaçla yazılan metinler bazı temel yapı unsurlarından oluşur. Bunlar şöyle sıralanabilir:
a) Dramatik Örgü: Tiyatro metinlerinde olay örgüsü, dramatik örgü olarak adlandırılır. Bu örgü, kişilerin çeşitli çatışmaları veya karşılaşmaları çevresinde oluşur.
b) Yer (Mekân): Oyunlarda olayın geçtiği mekân sahnede dekor ile canlandırılır.
c) Zaman: Tiyatroda canlandırılan olayların geçtiği süre, zaman kavramı ile karşılanır. Zamana ait unsurların tamamının sahnede gösterilmesi mümkün olmadığı için bunlar "beş yıl sonra" veya "iki yıl önce" gibi ifadelerle verilir.
ç) Çatışma: Bir oyunda, anlayış veya savunulan değerlerin karşıtlığından kaynaklanan durumlar "çatışma" olarak adlandırılır. Çatışmalarda bireyin kendisi, bir başkası, toplum veya doğa ile karşılaşması ve mücadele etmesi söz konusudur. Çatışma, merak duygusunu canlı tutan ve oyunun ilerlemesini sağlayan bir yapı unsurdur.